İngiltere´nin Manchester kentinde düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası´nda İrem Yaman ikinci kez dünya şampiyonu olarak tarihe geçti. Bu başarının ardından sporcuyla konuştuk. Yaman "Alabileceğim tüm altın madalyalara sahibim, tek eksiğim artık olimpiyat" diyor.
Bir eksik kaldı o da olimpiyatlar!
İrem Yaman, aslen Tokatlı olan üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu. Ankara´da doğup büyümüş. Kendinden iki yaş büyük bir ablası ve dört yaşında da bir erkek kardeşi var. Henüz dört yaşında ablasıyla birlikte eski bir tekvandocu olan babasının eşliğinde o da bu spora gönül veriyor... Sonra mı? Sonrası hiç yılmadan, pes etmeden sürdürülen bir mücadele ve henüz 23 yaşında sahip olunan görkemli madalya koleksiyonu.
Lakabı Altın Avcısı. Son kazandığı altın ise belki de kariyerinin en anlamlısı. Geçen hafta İngiltere´nin Manchester kentinde düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası´nda kadınlar 62 kiloda mücadele eden milli sporcu, altın madalya kazanarak ikinci kez dünya şampiyonluğuna ulaşan ilk Türk kadın tekvandocu oldu ve tarihe geçti. Bu tarihi başarının ardından kendisiyle konuştuk. Son şampiyonluğun öyküsünü de gelecek hedeflerini de babasıyla kurdukları antrenör-öğrenci ilişkisini de dinledik.
- İkinci kez dünya şampiyonu oldunuz, şu sıralar çok yoğunsunuzdur muhakkak...
- Evet, koşturmacalı bir zaman. Hoş, bu maksimum bir iki hafta sürecek bir ilgi, keşke böyle olmasa ama yapacak bir şey yok. Yine de çok mutluyum kesinlikle.
- Son şampiyonluktan sonra en sık karşılaştığınız tepki ne oldu?
- Daha fazla kişi tarafından ismim duyulup yaptığım iş bilinmeye başlandı. Evet, öncesinde de başarılıydım ama iki kere üst üste dünya şampiyonu olan kadın sporcumuz hiç olmadığı için benim bu başarım insanların haliyle ilgisini çekti. Hem benim hem de Türkiye için tarihi bir başarı olduğunu düşünüyorum.
- Lakabınız Altın Avcısı... Koleksiyonda kaç madalya oldu son durumda?
- En son saydığımızda 30´du ama bu yıl çok fazla maça gittik. Şu anda 35-36´yı geçmiştir altın sayısı. Doğrusu saymayı bıraktık artık (gülüyor). Alabileceğim tüm altın madalyalara sahibim, tek eksiğim artık olimpiyat!
- Babanızın eski bir tekvandocu olması sebebiyle siz de bu spora başlıyorsunuz değil mi?
- Evet. Hâlâ da antrenörümdür babam. Milli takım kamplarından arda kalan tüm süreçlerde ve bu zamana kadar gelişimde hep babamla çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz.
- Peki 2020´de Tokyo´da olimpiyat şampiyonu da oldunuz diyelim. Ya sonra?
- Dünya şampiyonu olduktan sonra da herkes "Şimdi ne yapacaksın" diyordu. Gittim ikinci kez şampiyon oldum. Olimpiyat şampiyonu olursam da yine yol belli...
- Başarılı bir sporcusunuz, genç sporcu adayları ve özellikle genç kızlar için bir rol modelolduğunuzu düşünüyor musunuz? Ya da onları spora yönlendirmek gibi bir sorumluluk hissediyor musunuz omuzlarınızda?
- Eğer ben bu sporu yaparken aileler benden görüp çocuklarını tekvandoya başlatıyorsa, kızlar kendi güçlerinin farkına varabiliyorsa ya da cinsiyetten bağımsız herhangi bir yerde birileri "Neymiş bu tekvando yahu" deyip bakınıyorsa ben asıl amacıma ulaşmışım demektir.
Şampiyon kadın bir tekvandocu olarak karşılaştığınız en büyük zorluklar neler?
- Bir kere sporun herhangi bir branşının cinsiyet çerçevesinde değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bir zorluk olarak değil ama zihniyet olarak şöyle bir sıkıntıdan bahsedebiliriz; "Sen kız çocuğu değil misin, niye tekvando yapıyorsun" yorumları... Artık o kadar anlamsız ve çağ dışı kikonuşmamıza bile gerek yok. Bu algıyı yıkmak istiyorum. Kızlar her şeyi yapabilir ve yapıyor da...